Akvaryum, Akvaryum Balıkları, Akvaryum Canlıları, Akvaryum Bitkileri, Balık hastalıkları, Balık Yemleri, Tatlı su akvaryumları, Tuzlu su akvaryumları, Canlı Balık Yemleri, Akvaryum Hesaplamaları

Sphaerichthys Osphronemoides (Çikolata Gromi)

Sphaerichthys Osphronemoides (Çikolata Gromi)





Çikolata gromi adıyla bilinir, Güney Malezya ve Sumatra kökenlidir. Özellikle canlı
yemle beslenmelidir. Diğer yemlere pek yüz vermez. 26 – 28 derece ısılar, en iyi geliştiği ısı
kuşağıdır. Boyları en fazla 7,5 santime erişir. Erkeğin sırt yüzgeci dişiye oranla daha sivri
uçludur. Dişinin gövdesi ise biraz daha geniş olur. Bazı farklılıklar göstermekle birlikte
balığın temel rengi koyu kestane rengidir. Çikolata gromi adıyla anılmasının nedeni budur.
Yanlarda ise gümüşi renkte dört veya beş dikey bant bulunur. Sevimli ve dekoratif bir türdür.

Oku

Trichogaster Tricopterus (Üç Benekli Gromi)

Trichogaster Tricopterus (Üç Benekli Gromi)


Üç Benekli Gromi

Gövdelerini süsleyen benekler nedeniyle üç benekli gromi adıyla da anılır. Aslında,
biri kuyruk başlangıcında diğeri karın üstüde olmak üzere iki tane beneğe sahiptir. Ancak
aynı yatay çizgi üzerinde sıralanan ve bir üçüncü benek gibi algılanan koyu renk gözleri
nedeniyle bu adı kazanmıştır Bedenlerinin temel rengi parıltılı gümüşî mavi veya gümüşî
açık zeytin yeşili olabilmektedir. Bu temel renk, balığın bedeni üzerinde yer yer açılıp
koyulaşarak ona göz okşayıcı dalgalı bir görünüm kazandırır.
Balığın göğüs yüzgeçlerinin önünde yer alan ve uzayarak ipliğimsi iki duyarga halini
almış bulunan karın yüzgeçlerinin hemen altından başlayan ve kuyruk yüzgecine kadar
uzanan geniş ve gösterişli bir anal yüzgece sahiptir. Anal, sırt ve kuyruk yüzgeçlerinin tümü,
balığın güzelliğine güzellik katan beyaz, sarı ve portakal rengi beneklerle bezelidir. Biçimsel
olarak inci gromiyle büyük bir benzerlik göstermekle birilikte, gelişmiş bir üç benekli
grominin boyu 14 santime erişebilir. Bununla birlikte sakin bir tür olup kendilerinden çok
küçük balıkların bulunmadığı karma akvaryumlar için elverişlidir.
Üç benekli gromilerin doğal yaşanma alanları Bengal, Burma, Tayland, Malezya ve
Endonezya’dır. Yüksek ısıdaki sulardan hoşlanır. Onlar için elverişli ısı kuşağı 25—32
dereceler arasıdır. En iyi geliştikleri ısılar ise 28—30 santigrattır. Üretimde de 30 derecede
daha olumlu sonuç alınmaktadır. Olumlu koşullar altında yetiştirilen bir çiftten, 7—8
santime eriştiklerinde döl almak olasıdır. Dişiler bir yumurta dökümünde 800 ila 1200
arasında yumurta bırakabilir. Genel olarak köpük yuva yapıcıdırlar. Ancak bazen köpük
yuva yapılmadan da yumurta bırakıldığı olur.

Oku

Akvaryum için : Hava Pompası / Hava Motoru

Akvaryum için : Hava Pompası / Hava Motoru

Hava Pompası / Hava Motoru

Akvaryum hava pompaları kullanımı yaygın ,basit mantıkta,çok yönlü kullanım sahasına sahip, bu hobiye gönül vermiş herkesin muhakkak elinden geçirdiği ,kullandığı cihazlardır. Çalışma mantığı en basit ifadeyle dış ortamdaki havayı içindeki mekanik sistem sayesinde akvaryum ortamına aktarmayı sağlar. Suda oluşturduğu kabarcıklar sayedinde ,sudaki gaz alışverişini sağlayarak canlılarınız için gerekli sirkülizasyonu sağlarlar. Çoğunlukla su yüzeyinde yaptığı dalgalanmalarla bu işi gerçekleştirirken kabarcıkların yüzeye ulaşana kadar yaptığı gaz değişimleri de göz ardı edilemez. Kabarcık miktarı ne kadar fazla ve boyutları ne kadar küçükse ,gaz değişimleri de o kadar yoğun olur. Kabaca suya oksijen desteği sağlandığı söylense de dış ortamdaki gaz yoğunluğu neyse onu da ortama aktaran bir mekanizmadır. Örneklemek gerekirse sigara içilen veya havasız bir mekanda balıklarınız da aynı kirli havayı solumuş olacaktır.
Genel kullanımdaki hava pompaları çok ses çıkarmazlar 1 veya çoklu çıkışlı modelleri yaygın olarak bulunabilir. Küçük veya orta ölçekli akvaryumlarda tercih sebebidir. Eğer petshop/akvaryumcu veya bir hobihane sahibiyseniz daha gürültülü çalışan pistonlu hava pompalarına geçme ihtiyacı duyabilirsiniz. Tek çıkıştan gelen havayı bölerek onlarca akvaryuma ancak bu şekilde tasarruflu olarak hava verilebilirsiniz. Seyahate çıktığınızda veya bir balık ticaretinde balık alıp satarken çok pahalı olmayan pilli hava pompaları da kullanılmaktadır. İhtiyacınıza göre hava pompası edinmelisiniz.

Kullanım amacı sadece hava transferleriyle kısıtlı olmayan bu cihazların işlevlerine şöyle bir göz atalım;

Havalandırma
Tüm canlılarda olduğu üzere akvaryumda barındırdığımız balık,bitki ,kabuklu kabuksuz tüm canlılar da yaşamak için oksijene ihtiyaç duyarlar. Balıklarımız suda çözünen oksijeni solungaçları vasıtasıyla vücutlarına alırlar. Herhangi bir hava pompası olmadan da su yüzeyinden gaz değiş tokuşları gerçekleşir. Fakat bu çoğunlukla barındırdığımız canlıların yoğunluğu itibariyle yeterli olamayabiliyor. Hava taşı ve hava pompası desteğiyle gaz değişimlerini hızlandırarak ve yoğunlaştırarak daha güvenli bir ortam sağlıyoruz. İhtiyaca ve dekorasyon amacına hizmeten çok çeşitli şekillerde ,büyüklüklerde ve gözenek kalınlılarında hava taşları mevcuttur. En popüler kullanımda olanları sıkıştırılmış kumdan yapılan muhtemelen adını buradan almış taşlardır. Dayanıklı odundan yapılan veya tamamen plastikten üretilen tipleri de mevcuttur.

Dekorasyon / Süs

Bazı insanlar hava kabarcıklarını akvaryuma görsel bir doku katmak amacıyla isterler. Zeminden yükselen kabarcıklar orjinal bir görüntü sağlar. Çeşitli oyuncaklar ; değirmen ,deniz kızı ,hazine sandığı gibi hareket edebilmek için hava motorunun sağladığı havaya ihtiyaç duyarlar.




Filtrasyon / Temizlik

Kum altı filtreleri ,sünger/pipo filtreler ,dip çeken mekanizmalar hava pompası olmadan işlev yapamazlar. Sisteme giren hava kabarcığı yukarı çıkarken bir miktar suyu da kendiyle taşır. Bunun miktarı hava pompasının gücüne ve kabarcığın büyüklüğüne göre artar / azalır. Dip sifonlarındaki mantık ; hava borulardan geçerken kendiyle beraber çektiği suyun içindeki partikülleri taşıdığı son noktadaki süngerin veya ince filenin üzerine bırakır. Gözeneklerden geçemeyen partikül ,kaba pislik filtrede kalırken mekanik olarak temizlenen su akvaryuma döner. Sünger filtre ve pipo filtrelerdeki mantık ise ; hava borudan yukarı çıkarken sünger üzerinden aldığı suyu geri akvaryuma dönderir. Süngerden geçerken takılan partiküller zamanla bakteri ortamı oluşturup biyolojik döngüye katkıda bulunurlar.Üzerinde oluşan canlılık balık yavruları,karidesler gibi canlılarınıza da ara öğün olur. Kumaltı filtrelerin ise daha çok bitkili akvaryumlara faydalı olduğunu düşünüyorum. Kumun altında hava basıncıyla çekilen su, kaba pisliği kumun içine çeker. Etrafta uçuşan partikul azalır,kum içinde oluşan biyolojik ve kimyasal ayrıştırma bir nebze olsun temizliğe katkıda bulunur ve bitkisel ortamlarda kökten alınan besin miktarıysa bu sayede artırılmış /güçlendirilmiş olur.

Protein Skimmer:

Bazı tip protein skimmerlar hava kabarcığı sayesinde sudaki besin ve organik atıkların temizlenmesini sağlarlar. Bu tür protein skimmerlar tahta hava taşı kullanarak çıkardığı hava kabarcığı boyutunu inceltip ayrıştırmaya ciddi anlamda destek olurlar.

Hava pompasıyla kullanılması gereken bazı parçalara değinecek olursak;
Hava hortumu illakidir. Havayı ancak bununla akvaryuma yollayabiliriz Hava taşı ,fitrasyon malzemesi,görsel herhangi bir öğe alarak hangi amaçla kullanacaksak gelen havayı ona göre şekillendiririz. Çek Valf olması gereken başka bir parçadır. Elektrik kesildiğinde kaybolan basınçla hortuma tersine itilen su bazen pompaya kaçıp cihaza arıza verdirebilir veya elektriksel sorunlara yol açabilir. Çek valf sayesinde havanın gidiş yolu rahat ,dönüş yolu ise nerdeyse kapalı bir sisteme dönüşecek ,suyun geriye kaçma olasılığı kalmayacaktır. Çekvalflerin bazıları gelen ve giden havaya fazlasıyla direnç gösterebilir,buna bağlı havanın debisini kesecek ,ya hiç hava geçirmeyecek yada istediğimiz oranın altında hava gönderecektir. Alırken elinizdeki pompanın muayidilleriyle test etmenizi tavsiye ederim. Eğer akvaryumun birkaç noktasından hava vermek ihtiyacı varsa T ,+ bağlantılar veya çoklu hava musluklarından edinmeniz gerekir. İçerde hava hortumu kalabalığı yapmamak için se hortum vantuzlarından edinmelisiniz. Eğer hava motorunuz çok ses yapıyorsa cam elyafı denilen malzemeye sarmanız oluşan titreşimi azaltacağından ,kulağınızı bir nebze olsun rahatlatacaktır. Alternatif bir yöntemde ip yardımıyla pompayı bir yere asmaktır. Havada daha az ses çıkarıyorlar

Oku

Akvaryum Balıklarına Kuru Yem Yapımı

Akvaryum Balıklarına Kuru Yem Yapımı


Akvaryum balıklarını beslemede piyasada satılan çok çeşitli kuru yemler bulunmaktdır. Amatör yetiştiricilerin, kalştesine bir yemş devamlı satın alarak kullanmaları en emin ve kolay yoldur. Her ne kadar ülkemizde bazen kalitesiz yemlerin de pazarlandığını görmekte ise de bu konuda profesyonel akvaryumculara ve size çok önemli görevler düşmektedir. Bu da ancak çok kaliteli olduğuna inandıkları yemleri pazarlamaları ve sizinde kaliteli yemleri istemenizle olacaktır. Böylece amatör akvaryumcuların başarılı olmalarını sağlayacak ve bu konudaki uğraşılara devam etmelerine sebep olacaktır. Yoksa satın aldıkları kalitesiz bir yem ile balıklarını besleyen ve sonuçta balıklarının gelişmediğini, zayıfladığını, sık sık kabız veya ishal olduğunu gören meraklı bu merakından bıkmaya başlayacak ve belki de vazgeçebilecektir. Fazla miktarda balık bulunduran kişiler ise kendileri yem yapmak isteyebilirler. Bu konuda pek çok formül önermek mümkün ise de yine gordon formülünden hareket ederek çok başarılı olduğu kanıtlanmış aşağıdaki karışımı önerebiliriz. Bu yem için gerekli olan malzemeler şunlardır.
Karaciğer %13 Pişirilmiş hububat (nişasta, un, vs.) %40 Kıyılmış karides veya balık unu %24 Ispanak %17 Tuz %2
önce karaciğer sinir ve zarlarından temizlenir.Küçük parçalar veya küpler halinde kesilir. çok az bir su ile 20 dakika kadar kaynatılarak pişirilir.Ciğerler alınır ve aynı su içerisine yetmez ise bir miktar daha su ilave ederek diğer malzemeler birlikte iyice pişirilir. Böylece un parçalanmış ve lapa haline gelmiş olacaktır (Not: Ciğerler alındıktan hemen sonra sıcak su içine un atılır ise topaklar halinde kalır. Bunun için önce soğuk su ile ayran haline getirilmelidir.)
Soğuyan ciğer mikser (karıştırıcı) içerisinde iyice küçük olacak şekilde parçalara ayrılır ve karışıma ilave edilir.Karışım ya et makinasınde (çok koyu ise) veya delikli kaptan geçirildikten sonra iyice ezilerek homojen bir hamur haline getirilir. Diğer bir deyişle hangi yöntemle olur ise olsun karışımın homojen bir pelte haline gelmesi sağlanır. Pişirme işlemi bittikten sonra karışım var ise kurutma dolamında yok ise açık havada yayvan tepsilere ince şekilde yayılarak iyice kurutulur.
Kuruyan karışım öğütülüp toz haline getirildikten sonra artık hazır demektir. Bu yem elekten geçirilerek iri olan parçalar büyük balıklara. toz olanları ise yavru balıklara verilerek kullanılabilinir. Cam kaplara konan yem uzun süresaklanarak kullanılabilinir.

Oku

Java Moss (Vesicularia dubyana)

Java Moss (Vesicularia dubyana)


Sıcaklık : 15 -30 derece arası. 15 derecen soğuk 30 dereceden sıcak sularda +5 toleranslada yaşayabilir. Ama gelişemez.

Işık : Orta karar bir ışıkta kendi haline takılır. Ağır gelişir. Öyle ciddi atılımlar beklemeyin. Işık şiddetindeki artışla beraber büyüme hızıda artar.


CO2 : Yoktur. Balık varsa veya 12 saat gece gündüz farkı varsa yeterlidir.

Gübre : Canlı olan akvaryumda bakılıyorsa kendi gübresini toplayacaktır. Karmaşık yapısının içinde akvaryumun tüm pisliğini toplayarak hapseder. İlla gübre eklenmesi gerekirse sıvı gübre olmalıdır.

Bitki boyu : Boyunda tatminkar bir belirtme yapılamaz. Karışık saç gibidir. 1 parmakta olur ,1 avuçta. Şu kadardır demek için bir cüsseye sahip değildir.

Üreme : Hımbıl büyüyen bir bitkidir. İyi sonuç vermesi açısından ince tabaka halinde kütüklere veya dekorlara sarılabilir. Ufak taşlara misina ile tutturulabilir. Rasgele ışık gören bir yerede bırakılabilir. Ağır ama emin adımlarla çoğalacaktır. Rasgele bölerek başka dekorlara tutturulur.

Yorum : Rengi kahverengiye dönüyorsa ışık asla yetmiyor demektir.Açık yeşil filiz veriyorsa işler yolunda demektir. Bazen adi yosun biter üzerinde. Mümkünse temizlenmelidir. Yokolmasına sebep olabilir. Buzdolabında az bir miktar su içinde aylarca saklanabilir(+4 derece civarı). Yosun yiyiciler bunu tüketir. Sae ler gibi. Elmaların veya diğer salyangozların bunlara iliştiğine şahit olmadım .Arzu edilirse yazın günde birkaç saat güneş görecek yere alınabilir. Bu şekilde maksimum gelişme sürecine girecektir. Tabi sadece ışık yeterli değildir.Gerekirse gübrelenerek gelişimine hız katılabilir. Çok nemli ortamlardada gelişebilir. Su çok gerekli birşey değildir onun için. Kurumamasına özen gösterilmeli. İlla bir yere sarmakta gerekmez. Rasgele bi yere atın. Üzerine ufak bir taş parvçası koyun ,ısı,ışık ve gübre yeterliyse halı gibi dekoratif bir büyme evresine girer. Velakin 1 avuş yosun bir kaç ayda 2 avuç olabilir. Akvaryum ortamında daha hızlı büyümesi beklenemez. En çok bilinen türü resimde de gördüğünüz Vesicularia dubyana cinsidir. Chistmass moss,pellia,macar yosunu türleride mevcuttur ama yaygın değildir. Karides besleyen hobiciler tarafından en çok kullanılan bitki türüdür.

Oku

Amazon Bitkisi (Amazon Kılıçları)

 Amazon Bitkisi (Amazon Kılıçları)


Bilinen İsim: Amazon

Latince İsmi: Echinodorus amazonicus

Köken Adı: Alismataceae

Amazon bitkisi ülkemizde oldukça yaygın bir arkaplan bitkisidir. Küçük akvaryumlar için büyük bir lokma olsada en azından boydan 50 cm yi bulan akvaryumlara tavsiye edebileceğim bir türdür.20 cm den 80cm ye kadar boylanabilen ,gösterişli koyu yeşil formuyla bu hobiyle ilgilenipte denemeyen insan azdır . Gelişmiş köklü yapısıyla ekim yapılacak bölgenin kum kalınlığı4-5 parmaktan eksik olmamalı ,veya ilerdeki gelişimide göz önünde bulundurmak kaydıyla yeter kadar saksıya dikim yapılmalıdır. Nadiren de olsa çiçek açma eğilimindedir. Bakımı kolaydır. Özel bir aydınlatma ,karbondioksit veya ek besin diyeti olmadan da bakılabilir. Ama bitkinin gerçek karakterini gösterebilmesi için gübreleme ve ışık her bitkide olduğu gibi olumlu etki gösterecektir. İmkanların kısıtlı olduğu yerlerde haftalık %30 su değişimi bitkiye gerekli gücü sağlayacaktır. Musluk suyuna kolayca adapte olabilir. Su sertliği 7 – 7.5 civarında olması kafi gelir. Aydınlatma olarak günışığı tüp floresanlar ve tasarruflu ampüller yeterlidir. Gübreleme düşünülüyorsa , kökün dibine zamanla saracağı şekilde misket gübre yerleştirilmesi faydalıdır. Tropikal bir bitki olduğundan su sıcaklığının 20 -28 derecelerde tutulması olumlu yönden önemlidir.

Oku

Macropodus Cupanus Dayi

Macropodus Cupanus Dayi



Çok iyi tanınan ve sevilen cennet balıkları arasında yer alır. Fazla renkli oluşları
onların bu denli beğenilmelerinin başlıca nedenidir. Göğüsleri, karınları ve yüzgeçlerinin bir
bölümü, koyu ve canlı kırmızıyla kızıl kahverengi arasında değişen renktedir. Yüzgeç uçları
ise fosforlu bir beyazlıktadır. Balığın sırtı koyu kahverengi, yanları ise kestane rengindedir.
Bu kestane rengi bedeni, solungaç kapaklarından başlayarak kuyruk yüzgecinin başlangıcına
değin devam eden iki esmer çizgi süsler. Başının üstünde ise serpilmişçesine dağılan küçük
ve kahverengi benekler vardır. Doğal yayılım alanları Hindistan, Seylan, Malabar, Burma ve
Güney Vietnam’dır. Yaşama ve üremeleri türlerinin genel özelliklerini gösterir.

Oku

Akvaryum Isıtıcısı

Akvaryum Isıtıcısı

Akvaryum Isıtıcısı

Isıtıcılar yaşadığımız coğrafya itibariyle akvaryumumuzda bulunması zorunlu gereçlerden birisidir. Bazı canlılar vücut ısılarını kendi başlarına dengeleyemezler. Balıklar ,sürüngenler gibi… Kaloriferli dairelerde oturmak ısıtıcı kullanılmayacağı manasına gelmiyor. Her ne kadar sıcaklığı sabit kabul etsek te cam açılır, kapı açılır ,birkaç derecelik farklar oluşabilir.

Standart cam tüp içindeki ısıtıcılar hem ucuz ,hem de yeterli ısıtma sağlayabilecek özelliktedirlerler. Isıtıcılar konum olarak akıntının olduğu filtre ,hava taşı ,su çekiş borusu gibi yerlere yakın koyulmalıdırlar. Isıyı dağıtan hareket olmazsa akvaryumun bir tarafı diğer tarafından farklı ısıda olacak ,bu da olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Mevsim değişimlerinden etkilenmemek için mümkünse ısıtıcılar prizden hiç çıkarılmamalıdırlar. Sadece akvaryum temizliği esnasında fişi çektiğinize emin olun. Isıtıcınız su dışında çalışırken cam tüpünü patlatabilir ,aşırı ısınıp kendini bozabilir.

1- Isıtıcı almadan önce dikkat etmeniz gereken ilk nokta su hacminize göre seçim yapmanızdır.

25 litrelik bir akvaryumu 25 watt lık bir ısıtıcı ile en fazla 10-15 dereceye kadar ısıtabiliriz.50 watt lık ısıtıcı 20 derece ,75 watt lık ısıtıcı 30 dereceye kadar ısıtabilir. Bu yaklaşımdan yola çıkarak tropikal bir akvaryumda 5-10 litre için 25 watt,25 litre için 75 watt ,25-50 litre için 100 watt ,100-200 litre için 200 watt ,200-300 litre için 300 watt ısıtıcı tercih etmemiz gerekir.300 litre ve üzerinde gerekirse iki uzak noktaya 2 adet 300 watt veya daha güçlü ısıtıcı koymak gerekebilir. Tankınızın şekline ve hacmine göre bunu siz belirlemelisiniz. Hedeflenen gücün altında ısıtıcı kullanırsanız ,cihaz sürekli çalışır ,istenilen dereceye ulaşamayacağından hem canlılarınız ,hem de faturanız bundan olumsuz etkilenir.

2-Ne tür bir ısıtıcı alacağınıza karar vermelisiniz.

Normal ısıtıcı (tüp ısıtıcı) – Piyasada en çok bulunan,alınan,satılan ürünlerden biridir. Fiyatının cazip olması bunu tetikliyor. Dışı cam tüp veya çelik olanları mevcut. Mesela astronot (oscar) cichlid besleyen arkadaşlar gibi agresif ,hareketli,iri balıkları olanlar için tüpü kırıpta tehlike arzetmesin diye daha pahalı olan çelik tüplü modelleri tavsiye ederim.

Dalgıç ısıtıcılar – Kumanda sistemi suyun dışında olan ,sadece ısıtma tüpü suya batırılan tiplerdir. Daha hassas ,daha dayanıklı yapıdadırlar ,fiyatları da bu yüzden normal ısıtıcılardan kat kat fazladır.



Kum altı ısıtıcılar – Özellikle bitkili tanklar için ve sürüngen teraryumları için muazzam ısıtıcılardır. Normal kullanımlar için ortalıkta kalabalık yapmaması açısından da estetik anlamda kullanışlı olmaktadırlar.


Dış filtre Isıtıcısı – Çok yaygın olmasada ,fiyatı pahalı olsa da kullanılan ısıtıcı türlerinden birisidir. Dış filtrenin hortumlarından gelişine veya gidişine bağlanarak kullanılır. Estetik anlamda güzel bir alternatiftir.



Sürüngenler için üretilen lamba ısıtıcılar ve sıcak kayalar sürüngenleriniz için alternatif ısıtma yöntemlerindendir.

Oku

Lamprologus Ocellatus (Ocellatus Gold)




Lamprologus Ocellatus (Ocellatus Gold)


Bu yazımızda Tanganyika gölünün cana yakın ve haylaz türleri arasına giren birçoğumuzun bildiği ama şu sıralar popülaritesi düşük bir tür olan Ocellatus Gold u inceleyeceğiz.


Ocellatus Goldlar Tanganyika gölünün kıyı bölgelerini kapsayan ,ortama has neothauma canlısına ait boş kabuklarla şekillenmiş kıyılarda yaşamaktadırlar. Bu kabuklar sayesinde oluşan doğal ortam Ocellatus Goldların yırtıcı hayvanlardan ve tehlikelerden korunmalarına olanak sağlar. Canlının ismi de buradan gelmektedir. Cichlid ailesinde kaya neyi ifade ediyorsa Ocellatus Goldlar için kabuklar da aynı öneme sahiptir. Bireyler sahiplendikleri kabukları korumak için mücadele verirler. İster kendi türleri olsun ister başka türler ,Ocellatus Gold lar kabukların yakınında volta atarak bölgeyi kontrol altında tutmaya çalışırlar. Akvaryumunuza kabukları dişi veya erkek olsun; birey başına 2 den az olmamak kaydıyla eklemeniz gerekmektedir. Bu sayede sitresin ve kavgaların önüne geçebilirsiniz. Yoksa balıkların birbirlerini hırpalamalarına hatta sonucu ölüme kadar giden kapışmalarına şahit olabilirsiniz. 1 erkek balığın 15-20 cm alanı korumaya çalıştığını göz önünde bulundurursak uzunluğu 80 cm den az olmamak kaydıyla ve 100 litrenin üzerinde akvaryumlar kurmanız faydanıza olacaktır.


İnce kum olması bireylerin kabukları kuma gömmelerini kolaylaştırmak açısından önemlidir. Ocellatus Gold lar tarafından kabukların ağzı açık kısmı yukarı bakacak şekilde yerleştirildiklerini gözlemleyeceksiniz. 26 derecelik 8-9 ph aralığında alkali sulardan hoşlanırlar. Suyun sertleştirilmesi hususunda midye kırığı kum veya mercan kırığı kullanılabilir. Beslenme diyeti olarak etcil yemler kullanılmalı bireylerin sıhhati için ara öğün olarak canlı yem takviye edilmelidir. Bu ihtiyaçlarını su pireleri ,sinek larvaları ve iri artemiaları kullanarak giderebilirsiniz.
Erkekler 5 cm ye kadar boylanırken dişilerde bu oran en fazla 3-4 cmlere kadar kendini göstermektedirler. Erkeklerin rengi daha koyu sarı olduğunu da göz önünde bulundurursak cinsiyet ayrımı yapmak oldukça kolaydır. Aynı batın yavruları ayırırken buna dikkat etmeniz yeterlidir.


Üreme zamanı geldiğinde dişi kabuğun içine yumurtalarını dökecek ardından erkek bunları dölleyecektir. Yumurtlama ve dölleme işlemi sona erdiğinde dişi kabukta kalarak yumurtaların korunma ve havalandırma işlemlerini üstlenir. Yüzgeçleriyle yaptığı havalandırma neticesinde yumurtalar hem oksijene doyacaktır hem de mantar olma olasılıkları azalacaktır.Üçüncü günden sonra yumurtalar açılmaya başlar.Açıldıktan 1 hafta sonra da serbest yüzmeye başlayıp yem arayışına girerler. Bu süreçte larvaların artemia salina ile beslenmesi hızlı ve sağlıklı büyümeleri için önemlidir. Durumların müsait olmadığı yerlerde yavrulara pul yem ezilip ufalanarak ta verilebilir.


Oku

Yunus Balığı Cichlid (Cyrtocara Moorii) Beslemek ve Yunus Cichlid Üretimi



Yunus Cichlid (Cyrtocara Moorii) Beslemek ve Yunus Cichlid Üretimi

Erkekler 20cm ye kadar dişiler 15 cm ye kadar boy atabilirler. Bu sebeple 200 litrenin altında akvaryumlarda barındırılmamaları önerilir. Gerçek boyutlarına ve karakteristik özelliklerine bu hacim altında ulaşmaları zordur.Düzenli su değişimleriyle gelişimleri doğal yaşamlarındaki şekilde hızlı olabilmektedir. Nadirde olsa tehlike anında kendini kuma gömme tavırlarında bulunabilirler. Yaprakları dayanıklı elodea ,anubias gibi bitkilerle dekore edilmiş ortamlarda barındırılabilirler.Yavrular 4cm ye kadar türün karakteristik rengi olan mavi renge kavuşamazlar.Su sertliği 7.5 – 8.5 ph aralığında olmalıdır. Suyun ph tamponlaması için kuma midye kırığı veya mercan kırığı karıştırılabilir.24-26 derece sulardan hoşlanırlar. Ortalama ömürleri 10 yıl kadardır. Dişilerde erkekler gibi kafa çıkıntısına sahiptir. Ama erkeklerde bu oran daha fazladır.


Yunus cichlid damızlık boy

Yunus Cichlid Kolonisi

Bakım kalitelerine ve beslenme dietlerine göre yunuslar yılını doldurmadan üreme özelliklerine kavuşabilirler. Verimli bir döl alımı için 15 aydan önce çiftlerin biraraya getirilmemesi faydalı olacaktır. Ağzına yavru alan dişiler yem yiyemediklerinden kondisyondan düşeceklerdir. Uzun vadede bu şekilde verim amaçlı üretim düşünülemez. Her ne kadar sağma yöntemi ile anaç balık daha erken normal hayatına döndürülmeye çalışılsa da sağlıklı olan damızlık yetiştirme amaçlı ayırma yöntemidir. Erkek dişiye kurlaştıktan sonra yumurta dökümü ,yumurtanın döllenmesi ve dişinin yumurtaları ağzında toplaması şeklinde seranomi son bulur. Bu sürecin ardından dişi saklanmaya ,erkekten kaçmaya çalışır. Eğer erkek başına düşen dişi sayısı 5-6 dan az ise dişi erkeğin baskısına dayanamayıp yumurtaları tükürebilir.3 haftadan sonra yumurtalık ve larvalık evresi biten yavrular ağızdan kendiliğinden çıkmaya başlayacaklardır.
Yunus Cichlid’ler hem otçul hem de etçil balıklardır. Ağırlıklı olarak otobur beslenmeleri sindirim sistemleri açısından daha faydalıdır. Öğün aralarında etobur ekler yaparak kondisyon sağlanabilir. Ev yapımı dana yüreği içeren yemler ,kan kurtları ,artemia gibi yemler etobur yemlere örnek olabilir. Ana öğünler ıspanak ,yeşil kapya biber ile desteklenebilir. Yavruları beslerken anaçlarla aynı yemleri ufalayarfak verebilirsiniz. Ek olarak artemia larvası daha hızlı büyümelerini sağlayacaktır. Yemleme yaparken 10 dakikada tüketebilecekleri şekilde vermeniz artık yemin suyu bozmasını engelleyecektir. Özellikle yavru tanklarında toplu ölümlerin önüne geçilmiş olur. Su değişimleri yapılırken dipten kumu karıştırarak yapılması yemden kaynaklı zehirlenmelerin önüne geçecektir. Yetişkin yunuslarda haftanın 1 günü aç bırakmak onları daha dinç ,hastalıklara karşı daha dirençli yapacaktır. Zaten cichlidlerin çoğunluğunda günlerce aç kalmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Özellikle ağzında yavru tutan türlerde. Bu konuda sıkıntı etmeyiniz. Bağırsakların sıhhati için yağ ve sinirlerinden ayıklanmış , çifte çekilmiş dana yüreğine sarımsak karıştırılarak verilebilir. Olası parazitlerin önüne geçmek için en güzel alternatif çözümlerdendir. 


yunus cichlid yavruları

Günümüzde safkan yunus nerdeyse kalmadı diyecek kadar azdır. Aile içi üremelerin sonucu olarak piyasada dolaşan yunusların büyük bölümünde gelişim problemi ,ve türün gerçek özelliğini tam olarak yansıtamama gibi problemler baş göstermiştir.

Oku

Fıçı balığı (Saydam Kafalı Balık)

Fıçı balığı (Saydam Kafalı Balık)



Bu olağandışı yaratık bugüne kadar derin sularda bulunan en tuhaf yaratıklardan birisi kesinlikle. Hayalet balık olarak ta anılır ,şüphe yokki tuhaf görünümü bunu destekler nitelikte, Fıçı balığının kafası tamamiyle saydamdır.

Böylesine temiz bir kafanın amacı gözlerinin yerleşimidir, gözler tamamiyle kafasının içine yerleşik bir yapıdadır,yüzerken dümdüz gürünürler ,muhtemelen avını gölgesinden tespit edebiliyor. Gözleri yuvalarında hareket edebiliyor, bu sayede balık çokyönlü bir görüş kapasitesine sahiptir. Kafatası tamamen saydam olmasaydı bu şekilde kusursuz bir görüşe sahip olamazdı.



Oku

DIY CO2 – Bitkili akvaryumlar için ev yapımı karbondioksit tarifi

DIY CO2 – Bitkili akvaryumlar için ev yapımı karbondioksit tarifi

DIY CO2, bitkili akvaryumlarda kullanılıyor. Daha doğrusu bitkili akvaryumlarda bitki gelişimine katkı sağlaması için dışarıdan karbondioksit desteği veriliyor.

Dışarıdan karbondioksit desteği için birkaç farklı sistem var.

1- Tüplü CO2 (Maliyetli ancak daha verimli. Henüz kullanmadığım için burada pek ayrıntıya girmeyeceğim.)

2- Mayalı (fermente) Sistem

Bu yazımda sizlerinde evde kolaylıkla hazırlayabileceği, benim de ayda bir hazırlayıp akvaryumumda kullandığım mayalı co2 yapımını anlatacağım.


DIY CO2 Sistemi
Gerekli Malzemeler
1 veya 2 litrelik kola şişesi
Hava hortumu
CO2 difüzör (karbondioksiti suda çözmek için) eğer difüzör temin edemediyseniz onun yerine havataşı ve çekvalf de kullananlar var ya da DIY vortex difüzör yapabilirsiniz.
DIY CO2 Mayalı Sistem
Gerekli Malzemeler

1 litrelik gazlı içecek şişesine hazırlayacağımızı düşünerek
Ana Malzemeler
1,5 – 2 su bardağı toz şeker
1,5 (buçuk) çay kaşığı kuru maya
İçme suyu veya akvaryumdan alınmış su
Ek Malzemeler
1 tatlı kaşığı süt
1 tatlı kaşığı sıvı bitki gübresi
1 çay kaşığı karbonat (limon suyu koyanlar da var ikisini bir arada kullanmayın karışım taşıyor ve evi mahfediyor)

DIY CO2 Mayalı Sistem

Hazırlanışı


Pet şişenin içine bir huni yardımıyla (kağıttan da yapabilirsiniz) 1,5 – 2 su bardağı toz şeker koyulur.

Üzerine bir miktar su eklenir. (çok değil)

Bir çaybardağının içine 1,5 çay kaşığı kuru maya koyulur ve üzerine su eklenerek, çay kaşığı yardımıyla karıştırmak suretiyle suda eritilir.

Çaybardağında eritilen maya huni yardımıyla pet şişeye eklenir.

Tercih edilmişse ek malzemeler de (süt, sıvı bitki gübresi ve karbonat) şişeye eklenir.

Son aşamada şişeye, marka etiketinin üzerindeki boğuma kadar su ilave edilir ve malzemeler iyice karışana kadar çalkalanır.

İçinde malzemeleri karıştırdığımız şişe ağzı açık bir şekilde 1-2 saat bekletilir.

1-2 saat sonra birazdan hazırlanışını okuyacağınız kapak monte edilir ve çalışmaya başlar.





DIY CO2 Mayalı Sistem

Kapak yapımı ve difüzör bağlantısı

Bu nokta aslında çok basit ancak biraz dikkat gerektiriyor.

Kola şişesinin kapağına vaha hortumunun geçeceği bir delik açacağız ancak bu delik hava hortumunun çapından daha dar olacak ki açığa çıkan gaz, şişeden dışarıya kaçmasın.

Açtığımız delikten hava hortumunu geçiriyoruz (1-2 cm yeterli). Dilerseniz hava hortumunun ucunu 45 derecelik açıyla keserek (mızrak ucu gibi) delikten daha kolay geçmesini sağlayabilirsiniz.

Hava hortumunun giğer ucuna difüzörümüzü bağlıyoruz ve akvaryum camına (tabana yakın olacak şekilde) monte ediyoruz.

Sonrasında kapağı şişeye takıyoruz ve birkaç saat içinde CO2 çıkışını gözlemliyoruz.

Not: CO2 çıkışı 5 dakika sonra da olabilir 24 saat sonrada. O yüzden baloncukları hemen göremezseniz panik yapmayın. Aradan 2 gün geçmiş ve CO2 baloncuklarını görmüyorsanız o zaman bir yerde yanlışlık yapmış olabilirsiniz. Örneğin şişenin kapağına hava hortumu tam oturtamamış ve yanlardan gaz kaçağı olabilir. Bu tip durumlarda hortumu silikonla sabitleyebilir kalan boşlukları kapatabilirsiniz.

CO2 Difüzör


Benim kullandığım CO2 difüzörü ISTA 3-in-1 olarak geçiyor. Türkiye satış fiyatı 30-35TL, eğer Çinden getirtirim derseniz 10$ civarında.

Eğer elinizde çekvalf ve hava taşı var ise (yoksa da akvaryumcudan 2-3 TL’ye temin edebilirsiniz) hava hortumunun ucuna hava taşını bağlayarak akvaryuma monte edebilirsiniz. Şişenin çıkışına yakın bir noktaya da çekvalf’i koyarsınız böylece mayalı CO2 niz taşıp akvaryum suyuna karışamaz.

Bir de DIY vortex difüzörler var. Enjektör, kuş suluğu hatta izmaritten bile yapan gördüm. Bu konu ile ilgili merak ederseniz google‘dan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.


Not: Canlı yoğunluğu yüksek olan akvaryumlarda geceleri yaptığınız CO2 şişesinin kapağını açıp sabahları tekrar kapatmanızı öneririm. Böylece canlıların yaşamını riske atmamış olursunuz.



Bitkili akvaryumumdan nacizane bir kare…

Sonuç

Özetlemek gerekirse DIY CO2 – Ev yapımı karbondioksit, oldukça az maliyetle bitkili akvaryumlarımıza karbondioksit takviyesi yapmamızı sağlıyor. Birkaç küçük noktaya dikkat ettiğinizde (geceleri kapağı açma sabahları kapatma vb) sorunsuz olarak 2-4 hafta götürecek bir sistem.

Sizin farklı tarifleriniz varsa ya da benim atladığım noktalar, sorularınız, ekleyecekleriniz varsa buyrun yorumlarda üzerine konuşalım.

Oku

Balıkların Akvaryuma Alıştırılması



Balıkların Akvaryuma Alıştırılması japon baligi

Balıkların Akvaryuma Alıştırılması


Satın aldığınız balıkların akvaryuma alıştırılması önemli bir noktadır. Aldığınız akvaryumdaki pH, ısı ve diğer su şartlarının bilinmesi kendi akvaryumunuzdaki değerlere alıştırırken referans olacaktır. Alıştırma süresini, alıştırma şeklini ve en önemlisi balıkların yaşayıp yapamayacağını belirler.
Balıkları evnizdeki, işyerinizdeki akvaryumunuza eklemeden önce poşeti bir kovaya açmalısınız. Suyuna balıkları ekleyecepğiniz akvaryumun suyundan yavaş ve zamana yayılı şekilde ekleme yaparak hem pH, hem sertlik hem de ısı açısından alıştırma yapmış olursunuz.
Bu konuda bir kaç farklı yöntem uygulanmaktadır.
Bunlardan bir tanesi ve hatta en yaygını "damlatma" yöntemidir. Akvaryumunuza vantuzla bağlayacağınız bir hava hortumunun diğer ucuna vana ekledikten sonra, vanadan çıkacak suyun ortalamada saniyede bir iki damla civarında olacak şekilde ayarlanması ile balıkların bulunduğu kovaya su aşılama yönetmidir. Bu yöntem hassas balıkların adaptasyonu açısından kritiktir. kovadaki su miktarı yaklaşık ilk suyun iki katına ulaştığı zaman balıklar kovadan kepçeyle alınıp akvaryuma eklenir. Kovadaki su akvaryuma eklenmez. Bu yöntemin sakıncalı olacağı durumlar uzun yoldan gelen ve suda fazla amonyak oluşmuş hallerdir. Böyle bir durumda kesinlikle damlatma yöntemi kullanılmaz. Yoksa balıklar amonyak etkisiyle kısa sürede kaybedilebilir.
İkinci yaygın yöntem ise yine kovaya açılmış balıklara damlatma yöntemi ile değil tasla su ekleyerek aşılama yapmak şeklindedir. Bir seferde eklenecek su miktarı balıkların suyun miktarının üçte biri kadar olup, yaklaşık 5-10 dk aralıklarla su eklemesi yapılmalıdır. Toplamda 3 sefer su ekleyerek ilk su miktarının iki katına ulaşılır. Ardından balıklar kepçeyle kovadan alıp akvaryuma eklenir. Bu yöntem daha çok biraz daha büyük ve fazla hassas olmayan balıklarda uygulanabilir. Yine yüksek amonyağa maruz kalmış balıklarda bu yöntem sorun yaratır.
Üçüncü yöntem ise sadece sorunlu durumlarda uygulanacak bir yöntemdir. Uzun yoldan gelmiş ve amonyağa maruz kalmış balıklar, yolda birbiri ile kavga etmiş ve acilen ayrılması gereken balıklar, vb gibi durumlarda daha poşet açılmadan bir kovaya balıkların içinde bulunduğu suyun değerlerine yakın su hazırlanır. İkinci bir kovaya poşet açılır açılmaz balıklar hemen kepçelenip diğer hazır su bulunan kovaya aktarılır. Bu kovada 2 sefer su ekleme ile eklenecekleri akvaryuma alıştırılıp ardından aktarımı yapılır.
Balıkların açılması ve alıştırılması sürecinde alıştırma kovasına su düzenleyici (sera aquatan, reeflowers effective conditioner, vb...) ürünlerden doğru ölçüde eklenenirse balıkların adaptasyonuna artı etki sağlanmış olur.
Ekleme işleminin ardından bir süre karanlıkta bırakmak ve mümkünse ertesi güne kadar yemleme yapmamak en doğru hareket olacaktır. Sadece ilk eklemenin ardından 15-30 dk gözlem ilk müdahale için yerinde olur.

F0 (doğadan toplama) balıklar ile üretim balıkların adaptasyonu biraz daha farklı olmalıdır. Üretim balıklar her ihtimalde akvaryum görmüş olduğundan biraz daha kolay adapte olur. F0 olanlar ise ilk defa akvaryuma gireceğinden tüm adımlar çok daha detaylı ele alınmalı, çok daha sıkı takip edilmelidir. Gerekli durumlarda balıkları aldığınız yerden yönlendirme talep ediniz. Böylece balıklarınızı kaybetme riskiniz azalır.

Oku

Uaru Üretimi

Uaru Üretimi

Uaru Üretimi

UARU ÜRETİMİ

(Yazan: Nini Schultz)

1987 ilkbaharının başlarında bir petshop'tan iki adet 13 cm (5") uaru aldım. Eşsiz görünümleri yüzünden Uaru'laradn çok etkilendim. Çok büyük güzel kırmızı gözleri ve çikolata kahve gövdeleri üzerinde simsiyah üçgeni vardı. Ayrıca daha önce bu türü hiç beslememiştim ve yeni, zorlu bir tür üretme deneyimi arayışındaydım.

Onları alıp eve götürdüm ve 280 litrelik, güçlü filtreye sahip karma tankıma koydum. Birkaç hafta boyunca onları çok sıkı biçimde besledim ve düzenli su değişimi yaptım. Uarularım birbirine ilgi göstermedim, ondan dolayı iki Uaru daha aldım.

Sonbaharın başlarında, Uarular boy olarak yaklaşık 20 cm (8") erişecek kadar büyümüşlerdi. Onları çeşitli donmuş yemler, dana yüreği, solucanlar, büyük marul yaprakları, DoroGreen, su mercimeği, java moss ve maydonoz ile forma soktum. Onları her gün bir çok kere sıkı yemledim. Balıkların ikisi düzenli olarak birlikte yüzmeye başladı. Sonunda karma tankta yumurta dizdiler, ama kısa süre içinde kendi yumurtalarını yediler. Sonra tankın çeşitli yerlerine beş veya altı günde bir yumurta dizmeye başladılar. Yumurtladıkları her sefer kısa sürede kendi yumurtalarını yediler.

Balıkları 470 litrelik karma tanka aktardım. Kısa sürede tüm yumurtlayacak normal cichlid davranışlarını sergilemeye başladılar. Dişi dikkatlice düz bir taşın üzerini temizledi ve çevresindeki kumda çukur oluşturdu. Yumurtalar düz taşın üzerine dizildi ve hem dişi hem de erkek taşın etrafındaki alanı korumaya aldı. Her ne kadar çiftin baskın bireyi dişi gibi görünse de, erkeğin iki gün içinde yumurtaları yemesine izin verdi.

Çiftin yumurtalarını yemelerinin sebebinin karma tankta olmaları olabileceğini düşündüm. Yumurtaları yapay bir şekilde çıkarmaya karar verdim. Sonraki sefer yumurta dizdiklerinde taşı yumurtalarla birlikte başka bir tanka aldım. Yumurtalar açıldı ama yavrular ölmeye başladı. Yavruları yeni açılmış artemia ile besliyordum ve yavrular için çok büyük olduğunda yiyemediler ve öldüler diye düşünüyorum.

Uarular 29 Kasım'da tekrar yumurta dizdiler. 30 Kasım'da kayayı yumurtalarla birlikte dikkalice 40 litrelik tanka ayırdım. Tank eski (oturmuş) suyla doluydu ve bir çay kaşığı Acriflavine eklemiştim. Taşı tankın yan camına dikey olarak yerleştirdim ve havataşıyla sirkülasyon sağladım.

Tankta yavrular filtreleme sistemi yüzünden ölmesin diye sünger filtre kullandım. 2 Aralık'ta yumurtalar kıpırdanmaya başladı. 3 Aralık'ta yavrular kayadan ayrıldı ve tankın çeşitli yerlerinde kümeler oluşturdular. 8 Aralık'ta serbest yüzmeye geçmişlerdi. Bu aşamada onları toz yumurta ile günde dört kere beslemeye başladım. Beş günlük toz yumurta ile beslemeden sonra yavruları yeni çıkmış artemia ile beslemeye başladım.

Sonunda başarılı bir yumurtlama sonrası 96 yavru Uaru'ya sahiptim! Yavrular aşırı hızlı büyüdüler. Yavruların hiçbiri ölmedi. İki hafta sonra yavruları 80 litrelik tanka taşıdım. Üç hafta sonra 160 litrelik tanka yerleştirdim. Yavruların üçü normal bir gelişim göstermedi ve sonunda çıkarıldı.

Şunu mutlaka not etmek gerekir ki yavru çıkarma ve büyütme sürecinde en az haftada iki kere %20 su değişimi yaptım. Uaruların etkin bir sindirim sistemi olmadığını ve düzenli su değişiminin onları sağlık kalması ve hızlı büyümeleri için gerekli olduğunu düşünüyorum. Yavrular 10 haftalık olduklarında çoktan 5 cm (2") üzerinde bir boya erişmişlerdi. Anaçlarıyla en ufak bir benzerlikleri yoktu. Vücutlarının tamamında keskin bir kontast oluşturan siyah ve beyaz lekeler vardı.

Yürekten inanıyorum ki bir çok açıdan Uarular Discuslarla büyük benzerliklere sahiptir:

1. Yuvarlak ve sıkıştırılmış vücutları var.
2. Hastalıklara, özellikle beyaz beneğe, karşı duyarlılar.
3. 28-30 derece ısı istiyorlar.
4. Diğer türlere karşı agresif değiller.
5. Gençken veya üreme koşulları ideal olmadığında kendi yumurtalarını yeme eğilimindeler.
6. Eğer yavruları yapay yolla çıkartılırsa, yaşama oranı yumurta tozu ile beslenme durumunda belirgin şekilde artıyor.

Yapay yöntemi kullanarak, başarılı şekilde çok sayıda yavru yetiştirdim. Bununla birlikte, yumurtaları ayırmadığım takdirde üreyen çiftim hala kendi yumurtalarını yiyorlar. Şunu da keşfettim ki eğer tankın ışığını hep açık bırakırsam en azından üç gün boyunca yumurtalarını yemiyorlar.

Su değerlerim pH 7.2 ve sertlik 120 ppm şeklindeydi. Mantıklı bir çıkarımla Uarular, tıpkı discuslar gibi, hafif asidik sularda çok daha başarılı olarak ürüyorlar. Belki alkali sularda yetiştirilen Uarular alkali sularda başarılı olarak üreyebilir.

Çeviren: Köksal Gürkan

Oku

Parazitsiz Tubifeks Üretimi



Parazitsiz Tubifeks Üretimi

PARAZİTTEN ARINDIRILMIŞ TUBİFEX KURTLARI VE ÜRETİMİ


Sadece tubifeks ismi bile discus üreticilerinin uykularını kaçırır! Normal şartlarda iyi de bir nedeni vardır. Ama öyle olmak zorunda değil!

Bu makalede sizlere parazitten arındırılmış tubifex kurtlarının nasıl üretildiğini anlatacağım. Başlarken bir yanlış anlaşılmayı da düzeltelim : Tubifex kurdunun eti, parazitten arındırılmış ve sağlıklı bir besin olabilir. Sorun teşkil eden kurdun eti değil, ama kurdun yaşadıkları ve toplandıkları yerdir. Nokta atışıyla, özellikle de doğada veya toplama alanlarında aldıkları besinlerdir.

Tubifex kurtları kırmızı toprak kurtları ile yakın akrabadır, ama temelde sulu veya en azından yarı sulu habitatta bulunurlar. Bunların arasında suçlananlar ise, doğadan toplanan ve şeritkurt taşıyıcısı olanlardır. Ayrıca, bulundukları habitat dolayısı ile bu kurtlar çok sayıda bakteriyel hastalık taşıyıcılarıdır.

Hedef bu kurtları temiz bir ortamda, temiz ve hastalıktan arındırılmış şekilde yetiştirmektir. Bu gerçekleştiğinde, diskuslar için kırmızı toprak kurtları kadar güvenli bir yem olabilirler.

Çoğu parazitler üremek için yumurtadan larvaya veya bölünmeye kadar basitten karmaşığa değişen bir döngüye gereksinim duyar. Sıklıkla bu döngü bir noktada bir kuş gerektirir.

California’nın yaşadığım bölgesinde doğada 2 cins tubifex kurdu buldum. Bir türü çoğunlukla çamur zeminli bölgede bulunur ve siyaha çalan renktedir ya da en azından gerçek kırmızı kurtlara göre daha koyudur. Bulduğum kırmızılar olanlarıysa, üreme alanlarını girişindeki sürekli su akıntısı olan kumluk alanlarda buldum. Bunları yumurta üreten yerel tavuk çiftlikleri civarında buldum. İşte bunlar benim ürettiğim ve discus ve uaru’larımı beslediklerimdir.

Kültür kurtları için sağlamanız gereken yaşam döngüsü ve ortam şartları aşağıdaki gibidir.

En önemli faktör, atık ve katı maddeleri temizlenmiş, oksijence zenginleştirilmiş sudur. Tubifex kurtları gövdelerinin ön kısımlarını kuma veya çamura gömerler. Tüm çok küçük organik katı parçacıkları ve belirli bir seviyeye kadar da bakterileri yerler. Beslenirken kuyruk kısımlarını topraktan veya çamurdan çıkarırlar ve normal koşullarda arka kısımlarını kendilerini bir yere sabitlemek için kullanırlar. Bunu vücutlarının olabildiğince fazla bir alanını akan suyla temas ettirebilmek için yaparlar.

İşte bu yüzden ortamlarındaki suya yeterli oksijenin sağlanmasıması hayatidir. Yeterli oksijenin olmaması durumunda çok az sayıda kurt yaşamayı ve üremeyi becerebilecektir. Oksijen seviyesinin düşmesi halinde tüm işlem sürecinizi mahvedecek toplu ölümlerle karşılaşırsınız.

Kurtların gaz değişimi için solungaçları veya başka yardımcı organları yoktur. Solunum alanı geçiş yoluyla gaz değişimi sağlayan deri yüzeyidir.

Tubifex kurtları yüksek ısı, kuruma ve tuzluluğa karşı çok hassastırlar. Bunlar, bu kurtların kültürlerini oluştururken aklınızda tutmanız gereken anahtar faktörlerdir.

ÜRETİM


Bu kurtlar kayıp organlarını yeniden oluşturamaz ya da iki veya daha fazla parçaya bölünerek yeni bireyler oluşturamaz. Aseksüeldirler.

Yani bu yaratıklar seksüel olarak ürerler. Üreme organları gövdelerinin karın kısmının yanında yer almaktadır. Her kurt erkek ve dişi üreme organlarına sahiptir. Başka bir deyişle, hermafrodit’lerdir.

İki birey arasında transfer içeren çiftleşme sonrasında, spermler dişi üreme organı açıklığının arkasında bulunan keselerde depolanır. Bu döllenmiş yumurtalar daha sonra kozalar halinde saçılır. Aslında tüm döngü burada anlatılandan biraz daha karmaşıktır ama siz bu anlatımla genel fikri edinebilirsiniz.

Kozalardaki yumurtalar saçıldıktan sonra birkaç gün içerisinde gelişir ve gelişimi tamamlanır, tam fonksiyonlarına sahip bir kurt yumurtadan çıkar.

ÜRETİM KUTUSU


Tubifeks kurtlarını yumurtadan çıkarmak ve büyütmek için birkaç değişik uygulama yaptım. Kısıtlı bir alanda kullanılabilecek en başarılı yöntem ya pleksiglas kutu hazırlamak ya da benim yaptığım gibi kontrplak kutuyu fiber elyafı ve reçine ile yalıtmak olduğunu keşfettim. Yaptığım kutu 120 cm X 120 cm kare tabanlı ve 30 cm derinliğindedir. Bu kutu üstü açık yapılmıştır. Kutunun tabanına, yüzme havuzu filtrelerinde kullanılan türden, 12 cm iyice yıkanmış kum koydum.

Kumu hemen her yerden paket olarak temin edebilirsiniz. Odamdaki kutu giriş çıkış yolundan uzakta beton bir zemine yerleşmişti.

Kutunu yannlarında, su seviyesinde PVC'den yapılma iki adet taşırma borusu var. Bunlar 1 metre yukarısına yerleştirilmiş 150 litrelik akvaryumun dönüş borularıyla bağlandı. Üçüncü bir boru kutunun içinde kafa motoruna bağlandı. Bu boruyla su yukarıdaki içi sünger dolu 150 litrelik akvaryuma taşınıyor. Motor, suyu kutunun dışına filtreye taşıyor ve diğer iki boru da kutuya geri döndürüyor.

Filtre tankımda suyu tamamen hareketlendiren 10 adet havataşı her zaman bulunuyordu. Kurt kutusunun da 4 yanına bağlanmış su basana delikli borular 24 saat boyunca çalışarak su yüzeyini hızlı akıntıyla hareketli tutuyor.

Kalanı kolay... Ben kültürü akan suyla süper temizlenmiş 250 gram kırmızı tubifeksle başlattım. Bunlar kum yatağına eklendi ve başlangıç kültürü olarak bırakıldı.

Buradaki numara, yaklaşık 4 kuşak sonra muhtemel kalmış olabilecek parazitler hem kurtlardan hem de sistemden atılmış oluyor. Dolayısıyla her bir kuşak daha az parazit ve bakteriye maruz kalıyor.

YEM VE KURTLARI BESLEME


Kurtlar neredeyse toz gibi çok ince tahıl yem gerektirir. Ben sade balık yemini elle toz haline getirerek kullanıyorum. Bazen yumurtalı erişte ekliyorum ve onları da toz haline getiriyorum. Kurtlar bu yemle çok az beslenmelidir. Fazla yemleme yapmayın, yoksa kum çok kötü bir hal alır ve temizlenmesi zor olur.

Yaklaşık haftada bir kumu karıştırarak yenmeyen ne varsa suda yüzdürüp filtre tarafından çekilmesini sağlıyorum. Büyük ya da küçük tüm kurtlar taşırma kısmına gitmeden hemen kuma geri düşüyorlar. Elbette birkaç ölü kurda rastlamanız mümkün. Canlı kurtlar hemen toplanma, topak oluşturma eğilimde oluyorlar. Bunu gördüğümde basitçe kutları karıştırıyorum. Bu ölüleri topaktan ayırıyor. (Eğer doğru yapıyorsanız) Fazla ölü kurdunuz olmaz ve onlar da filtre tarafından çekilir.

Bu bir kutu ile her iki haftada bir yaklaşık 250 ile 350 gr. arası kurt elde ediyorum. Aralarında kurtlarla rahatça çalışabilecek uygun mesafe bırakarak üst üste birkaç kutu yerleştirmeyi düşünüyorum.

Bu şekilde üretilen kurtlarda, şeritkurt taşıyıcılığı veya başka probleme rastlamadım. Diskusların en sevdiği besini üretmek sadece biraz yer ve günlük az bir ekstra zamana ihtiyaç gösteriyor.

Oku

Tubifeksle Beslemek

Tubifeksle Beslemek

Bruce Hsueh

Tubifeksle Beslemek

(Yazan: Bruce Hsueh)

Dünyadaki tüm lepistes dostu arkadaşlarıma merhaba. Benim adım Bruce Hsueh ve ben Tayvan'dan bir lepistes yetiştiricisiyim. Sanırım Tayvan'lı yetiştiricilerın dünyaya fazla sunulmadığını söylemek doğru olur. Yakın arkadaşım Tomoko, Sergio'nun sayfasına yazmamı isteyince fırsatı kaçırmak istemedim.

Tayvanda büyük çaplı (200+ akvaryum) üreticiler var ve hemen hepsiyle tanışma mutluluğuna eriştim. Kabul etmeliyim ki hepsi de lepistes yetiştirme konusuna kendilerini adamaları ve harcadıkları zaman açısından hayranlığımı kazanmışlardır. Çoğunlukla bir çok problemlerle karşılaşırlar: Doğa Ana, zaman ve maliyet. Maliyetin tepesinde de lepistesler için yem bulunmaktadır. Yem faturalarınızı nasıl düşürüp aynı zamanda da hızlı büyüyen ve sağlıklı lepisteslerinizi sürdürebilirsiniz?

Tanıştığım bir lepistes yetiştiricisi bu durumu lepisteslerini ana besin olarak canlı tubifeks'le besleyerek çözmüş. Evet, lepistelerinizi büyük risk alarak canlı tubifeks ile beslemeyi, potansiyel olarak ve tamamen neredeyse bir gecede akvaryumlarınızın tamamını silip süpüreceğini biliyorum. Üstelik tubifekslerin ağır metaller, bakteriler, tek hücreliler, iplik kurdu hastalığı taşır ve lepistes yemi olarak kullanılmaması gerekir. Eğer kurtlar doğru şekilde işlemden geçirilmezse veya temizlenmezse hepsi doğrudur.

Buradan itibaren Tainan'da (Nan Çincede Güney demektir) bulunan bir yetiştiriciye gideceğiz ve nasıl bu problemin üstesinden geldiğini göreceğiz. Adı Feliz Chen ve Tainan'ın kenar mahallelerindeki bir deponun ikinci katında yer alan (sadece lepistes üretip satan) South Bay Akvaryum'un sahibidir. Akvaryumlarının sayısı: 720+. Tüm akvaryumları üç bölümden oluşmaktadır: Anaçlar, yavrular ve gençler, damızlık altı boylar. Yavrular ve gençler kesinlikle yeni çıkmış artemia ile beslenir ve cinsiyet ayrımı yapılabildiğinde, dişiler ve erkekler ayrılır ve damızlık akvaryumlarına taşınır. 480 akvaryumun hepsi zaman kazandıran su değişim sistemi ile kurulmuştur. Burası esas büyümenin gerçekleştiği ve deli gibi tubifeks yedikleri yerdir.

Lepistesleri bu canlılarla beslemenin esas noktası şudur. Düzenli olarak tubifeksle beslekmek dışında hiçbir şey, tekrar ediyorum kesinlikle hiçbir şey, lepisteslerinizi daha hızlı boylandırmaz. Tubifeksle beslendiğinde lepistesler hızla tubifekslere hücum eder ve durum sanki delirmişler gibi beslenme çılgınlığına döner.

Tüm akvaryumlar cama camdır ve kurtlar oyuklara giremez veya saklanamaz. Her tankta çift süngerli filtre ve sürekli dolu tekli bir tubifeks kabı bulunur.

Felix'in deposunun köşesinde, tubifeksleri işlemden geçirdiği, kendi yaptığı küçük bir oda yer alır. Yer seviyesinde, kare sprial şeklinde çimentodan yapılma su yolu, "temizleme" istasyonudur. Temiz kuyu suyu (Evet, kuyu suyu!) spiralin ortasından dışarı doğru akar.



Su yolunun eni, farklı tubifeks yığınlarını tutan dikdörtgen sepetlere tam uyacak şekilde imal edilmiş olup, yaklaşık 20 cm'dir. Kaynağa en yakın konumdaki sepet en temiz kurt yığınını bulundurur. Bu konuma gelme döngüsü yaklaşık 5 gün sürer. Bu yüzden, temiz su kaynağından en uzağa yerleştirilmiş olan sepet yeni gelen ve en kirli yığındır. En temiz yığın bittiğinde ve sepet çıkarıldığında tüm sepetler bir adım daha temiz su kaynağına yaklaştırılır. Bunun ama kirlenmeyi önlemektir, çünkü su sadece tek bir yönde akar. Kurtların yeterli oksijene sahip olduğundan emin olmak için su yolunun çeşitli yerlerine hava taşları yerleştirilmiştir.

Tubifekslerin kaynağı, oradaki insanların onları kiloyla sattığı, yerel çamurlu ve kirli akıntılardır. 1 kilo tubifeksin fiyatı 90 Taiwan Doları veya 2.5 USD veya 2.2 Sterlin'dir. Onları çevreleyen iğrenç kokunun içerisinde toksinler ve parazitler barınmaktaktadır. Felix'e göre, iç sistemin tamamen "kanayarak" dışarı akması yaklaşık 3 günü bulmaktadır, ama güvenli olması açısından ve katı standartlarına uygun olarak, 5 gün boyunca temizlenmeden beslemek üzere kullanmıyor.

Bu kurtlar için 5 günlük "tubifeks parçalanma diyeti" sonrasında, Felix ağırlık olarak %75 oranında bir geri dönüş elde ediyor. En şaşırtıcı ve dikkat çekici fark koku oluyor. O iğrenç, tiksindiri ve "midemi dışarı boşalttıracak" koku sihirli bir şekilde KAYBOLMUŞ! Felix kurt yığınlarının durumlarını değerlendirirken ağırlıklı olarak burnuna güveniyor. Bu olay zayıf bir midesi olanlar ve yeni yemek yemiş kişilere önerilmez.

Tam olarak ne kadar güvenli? Felix tubifekslerden kaynaklı hiçbir hastalıkla karşılaşmadığını ve bir kere bile lepisteslerini kurtsuz bırakmadığını iddaa ediyor! Deposunu üç kere ziyaret ettikten sonra, bir tane bile hastalıklı akvaryum gördüğümü hatırlamıyorum. Bazıları yaz sıcağı boyunca bükülmüş belkemiği şeritine sahipti ama asla hastalıklı akvaryum yoktu. Benden daha büyük lepistes yetiştiren bir yetiştiriciyi görmek kadar gurumu ve egomu mahveden bir şey olamaz. Orada ilk bakışta 5 cm (2") dişi gibi görünen ama yakından incelendiğinde tam olarak olgunlaşmamış bir erkek olduğu anlaşılan DS erkeği gördüm.

Felix South Bay Akvaryumda başarılı iş yapmanın gerçeklerini gizlemiyor. Müşterileri özel kolleksiyonculardan Taywan adalarındaki, hatta Hong Kong ve Çin'deki akvaryumculara kadar geniş bir alanı kapsıyor. Başarısının en önemli nedenlerinden biri... Lepisteslerini tubifeks ile beslemek!

Çeviren: Köksal Gürkan

Oku

Botia Makrakanta (Clown Loach)

Botia Makrakanta (Clown Loach)




Botia Makrakanta (Clown Loach)

Aile : Cobitidae
Tür : Chromobotia macracanthus
Genel Adı : Makrakanta (Clown Loach)
Boy : Doğada en büyüğü 50 cm (18")
Not : Ortalama bir akvaryum balığı olarak görülmemelidir. Gençleri hep satılmak üzere görülmektedir ama satın almadan önce tedbir alınmalıdır. Hayvanları ideal yaşam koşullarından daha düşük koşullara maruz bırakmak adil değildir.
Doğal Ortam : Asya; Sumatra, Hindistan ve Borneo.
Min. Hacim : Gençler için 250 Lt, yetişkin sürüler için 540+ Lt.
Beslenme : Omnivor, Pul yemler, donmuş ve canlı yemleri sever.
Davranış : Çok barışçıl, sosyal, geniş gruplar halinde tutulmalıdır.
Su : Sıcaklık: 24-30°C (75ºF - 86ºF), pH aralığı: 5.0-7.5, dH aralığı: 5-12º
Bakım : Orta seviye, iyi filtreleme gerektirir.
Topluluk : İyi
Uygunluk : İlgi gösterildiğinde herkes için uygun

Makrakantalar popüler akvaryum balıklarındadır. Bununla birlikte, Beyaz Benek (Çevirenin Notu: Ichthyopthirius multifilis - Kısaca Ick veya Ich) hastalığına yenildiğinden ve kötü su koşullarına hassas olduğundan her zaman kolay bakılamamaktadır. Bu makalenin amacı yeni makrakanta sahiplerine balıkları için güzel ortam hazırlamaya yardımcı olmaktır. Makrakanta'lar Endonezya'da (Sumatra ve Borneo) bulunmuştur ve akvaryumlardaki makrakantaların neredeyse tamamı vahşi olarak yakalanıp dünyanın dört bir yanına satılmak üzere dağıtılmıştır. Bu durum balıkların üzerinde önemli oranda stres yaratır ve akvaryumda sürü oluşturacak sağlıklı makrakanta almak için en hayati adım sağlıklı balık seçmektir. Peki sağlıklı balık seçeceğinizden nasıl emin olabilirsiniz?

• Dükkanın genel ortamı kontrol edin. Akvaryumlarda ölü balıklar var mı? Su temiz mi? Bazı akvaryumlarda yanlış bakım durumu varsa diğerlerinde de istenmeyen koşullar olması olasılığı oldukça yüksektir. Sadece akvaryumlarına iyi bakım yapan dükkanlardan balık alın.

• Makrakantalar nasıl görünüyor? Makrakantalar renkleriyle bulundukları ortam hakkında size fikir verebilir. Sağlıklı bir makrakanta parlak belirgin renklerini gösterir, buna karşılık stresli olanı renklerini yitirir ve beyazlaşır. Sadece doğru renkleri gösteren makrakantaları alın.
(Çevirenin Notu: Grileşmiş makrakanta her zaman sağlıksız değildir. Bazı makalelerde sürü liderlerinin grileşmiş renklerde olduğu da belirtilmekte ve resimlerle gösterilmektedir. Ancak bu durum yetişkin sayılacak balıklar için geçerlidir. Küçük boylarda renk önemlidir.)

• Makrakantalar iyi beslenmiş mi? İyi ve doğru beslenmemiş olanların sağlıklarına kavuşmaları zordur ve aldığınızda bir süre sonra ölü bir balıkla karşılaşmanız çok muhtemeldir. Vücutlarına bakın ve iyi beslenip beslenmediklerini kontrol edin. Dükkan sahibine makrakantaları ne sıklıkta ve hangi yemlerle beslediğini sorun.

• Makrakantalar aktif mi? Sağlıklı makrakantalar enerji dolu ve çok aktiftir. Sağlıklı bir makrakantayı yakalamak zordur.

• Makrakantaların saklanacak yerleri var mı? Makrakantalar için saklanacak yer olması streslerini azaltmak için çok önemlidir. Saklanacak yeri bulunan akvaryumlardan alacağınız balıklar büyük olasılıkla daha iyi durumda olacaktır.

• Eğer daha önceden makrakanta beslemediyseniz, gençken çok daha hassas olacakları için, 5 cm'den (2 inç) daha ufak balık almayın.

Sonuçta bulabileceğiniz en renkli, en hareketli makrakantayı aramalı ve en iyi başlangıç olarak onları almalısınız. Alacağınız balıklardaki stresi azaltmak için, dükkandaki makrakanta bulunan sulardan sizin akvaryumunuzdakine benzer olanından almayı düşünmelisiniz. Şunu da belirtme gerekir ki, makrakantalar neredeyse ölü gibi görünecek kadar, öylece durmayı da sever. Bununla birlikte, bu oldukça normaldir ve kötü kalitede suya işaret olarak görülmemelidir, genelde tam tersidir. Nereden alacağınıza karar verdiğinizde en az 3 (tercihen 8-10) adet almalısınız. Makrakantalar asla yalnız beslenmemesi gereken sürü balıklarıdır!!!

Yeni makrakantalarınızla eve ulaştığınızda poşeti suyun üzerinde 10-15 dakika bekletin ve sonra her 10 dakikada bir akvaryum suyundan az miktarda (bir fincan) ekleyin. Balıkları yeni evlerine bırakmadan önce bu işlemi 4-5 kez yapın.

Akvaryum Düzeni


Makrakantalar 100 Litre (20 Galon) hacimli akvaryumlarda tutulabilir. Her ne kadar makrakantalar yavaş büyüyor olsalar da eninde sonunda çok büyüyecekleri ve en azından 540 litre (125 Galon) akvaryuma ihtiyaç duyacaklarını aklınızın bir köşesinde bulundurun. Bu değerler minimum olarak ele alınmalıdır.

Akvaryum tabanını makrakantaların kazabilecekleri kum ve ince çakıl ile kaplayın. Makrakantalarınızı bitkili akvaryumda tutmanızı öneririm. Bununla birlikte, genç veya yetişkin makrakanta beslemenize bağlı olarak, bitki seçimleri oldukça büyük farklılık gösterir. Yetişkin makrakantalar Java Fern veya Anubias gibi sert bitkilerle birlikte tutulabilirken, genç makrakantalar hemen hemen bütün bitki türleri ile bakılabilir. Diğer tüm bitkiler yetişkin makrakantalar tarafından yok edilecek ve/veya yenecektir. Ayrıca yüzeyde yüzen bitkilerden de kullanılarak ışığın azaltılmasını öneririm ki bu sayede makrakantalar gün boyunca daha da aktif olurlar.

Makrakantalar, tercihen içine sıkışarak zar zor girebilecekleri, birçok mağaradan ve saklanma yerinden oluşan bir akvaryum tasarımı isterler. Eğer makrakantalarınız kendilerini mağaralara sıkıştırırlarsa dikkate almayın, kayaların veya malzemelerin altını kazıp çıkarlar. Genelde sıkışmamışlardır, sadece bundan hoşlanıyorlardır.

Saklanma yerleri kayalar, kökler, PVC boruları, çiçek saksıları, hindistan cevizi kabuğu ve farklı çeşitlerde akvaryum dekor malzemeleri ile hazırlanabilir. makrakantalar için dekorasyonda sivri uçlu malzemeler kullanılmamalıdır. Çok fazla saklanma alanı yaratamazsınız ama her bir makrakanta için bir kaç tane oluşturmalısınız.

Makrakantalar kötü su koşullarına karşı hassastır ve iyi bir filtrelemeye ihtiyaç duyarlar. Makrakantalar vahşi doğada akıntılarda yaşadıklarından yüksek hızlı su sirkülasyonu çok iyi olur.

Makrakantalar çok iyi sıçrarlar ve akvaryumunuzun düzgün şekilde kapalı olduğundan emin olmalısınız.

Sağlık


Daha önce de söylediğim gibi, makrakantalar kötü su koşullarına karşı hassastır ve genelde su kalitesi düştüğünde ilk ölecek veya hastalanacak balıktırlar. En az haftalık %25 su değişimi önerilir. Kötü su koşullarına karşı düşük toleranslarından dolayı, sağlıkları akvaryumun durumunu göstermesi nedeniyle, gösterge (indicator) balığı olarak da adlandırılır. Makrakantalar Klor'a karşı çok hassastır ve çok az miktarlar bile makrakantaların toplu ölümüne yol açabilir.

Bu türler eğer su kalitesi yeterince iyi değilse beyaz benek hastalığına meyillidir ve çoğu beyaz benek ilacı ve tuza karşı hassastır. Bu nedenle makrakantalarınıza iyi bakın ve gerektiğinde önerilen ilaç dozlarının yarısını kullanın. Yoksa ilaçtan dolayı makrakantalarınızı öldürme riskiniz olabilir.

Beslenme


Makrakantalar etoburdur (carnivore) ve beslenmelerini tamamlamak için ot yerler. Bu nedenle bu tip beslenmeyi destekleyecek şekilde yem verilmesi önerilmektedir. Makrakantalarınızın büyümesi için ideal olarak günde 3-5 kere beslenmeleri önerilmektedir. Yine de yavaş büyürler. Beslenme düzeni çeşitli yemlerden oluşmalıdır ve hemen her türlü etçil yem beslenmeye dahil olabilir. İyi bir temel karidesler, farklı dip yemleri, farklı donmuş yemler ve balıklar büyüdükçe balık dilimleridir. Makrakantalar tıklama sesi çıkarabilir ve bunu neşeli olduklarında yaparlar. Dolayısıyla, verdiğiniz yemlerin hangisinin hoşlarına gittiği verdiğiniz anda çıkardıkları tıklama seslerinden kısa sürede anlarsınız. Tüm diğer balıklar gibi makrakantalar da yeni yemlere alışmak için zamana ihtiyaç duyar. Ama bir kere alıştığında bu yem favorileri halini alabilir. Makrakantalar salyangoz yiyen ve hoşlanan çok az sayıda balıktan biridir. Bu yüzden salyangoz kontrolünde kullanılabilirler.

Üreme


Makrakantalar akvaryum ortamında üretilmiştir, ancak oldukça nadirdir. Cinsiyeti dışarıdan belirlemek çok zordur, ama kuyruğuna bakarak mümkündür. Kuyruk uçları erkeklerde, kuyruğu bir pençe gibi gösterecek şekilde, hafifçe içeri kıvrılmıştır. Kuyruk uçları dişilerde bu şekilde değildir.
(Çevirenin notu: Dişilerde kafa ile üst yüzgeç arasında yer alan sırt kısmı daha yüksek gibi görünüyor. Dolayısıyla dişilerin dikey gövde genişliği daha yüksekken erkekler daha ince uzun bir yapıya sahipler. Cinsiyet ayrımında bu durum kesin olmamakla birlikte hem kendi balıklarım hem de internette gördüğüm örneklerden yola çıkarak önermede bulunuyorum.)

Makrakantalar cinsel açıdan yeterli olgunluğa erişmeleri için yeterince yaşlı ve boy olarak da 17 cm (7 inch) kadar olmalıdır. Yumurtladıkları iyi bir örnekte aşağıdaki koşullarda yumurtlamışlardır:

* Sıcaklık : 84F
* pH : 6.5
* Amonyak & Nitrit : 0
* Nitrat : < 25

Dört büyük (25 cm/10 inch üzeri) makrakanta bitkili bir akvaryumda bir arada tutulmuştur. Yumurtlamalarından bir kaç hafta önce davranışlarını değiştirmişler ve tek yedikleri canlı balık olmuştur. Gruptaki dişiler bu beslenme ile çok hızlı büyümüşler ve bel ölçüleri yumurtlama zamanı iki katına çıkmıştır. Yumurtlamanın gerçekleştiği gece, iki makrakanta birbirine dolaşmış şekilde tıklama sesleriyle yüzeyin hemen altında yüzüyorlardı. Ertesi sabah 450 yumurta akvaryuma saçılmış olarak bulundu. Makrakantalar kendi yumurtalarını yerler. Bu nedenle yumurtlamanın başarılı sonuç vermesi için anaçların akvaryumdan çıkarılması önerilmektedir.
(Çevirenin Notu: Burada belirtilen örnekte 450 yumurta görüldüğü bildirildiğinden neredeyse tüm kaynaklarda "Makrakantalar 450 yumurta döker" şeklinde saçma bir bilgi yerleşmiştir. Muhtemelen ortalama yumurta adedi değişiyor olsa da en az 600 yumurta döküyor olmaları muhtemeldir. Sayının 1000 olduğu durumlar bile görülebilir. Kendi yumurtalarını yedikleri düşünüldüğünde örnekte ertesi sabah bulunan yumurta sayısı yenmeden kalan yumurtalar olarak algılanmalıdır.)

Yavrular ilk iki hafta sıvı yavru yemleri ile beslenmelidir. Sonrasında ufalanmış pul yemleri yerler. İlk 6 haftada 2,5 cm'e (1 inch) kadar göreceli olarak hızla büyürler. Daha sonra büyüme hızı yavaşlar.

Bu balıklar cinsel olgunluğa yaşça oldukça geç gelebildiklerinden, üretmek için esasen yaşlı balıklar olması önerilmektedir. Makrakantalar yaklaşık 50 yıl yaşarlar. Bu nedenle, hayatlarının ileri dönemlerinde yumurtlamaları diğer türlere göre çok daha mümkündür.

Oku

Tuzlu Su ve Tatlı Su Balıkları Aynı Akvaryumda

Tuzlu Su ve Tatlı Su Balıkları Aynı Akvaryumda

Tuzlu Su ve Tatlı Su Balıkları Aynı Akvaryumda!

Aquarama fuarında Osaka-Japonya'dan dünyanın en büyük yem ve malzeme firmalarından biri olan GEX firması tarafından bir mucize paylaşıldı. Tuzlu su ve tatlı su balıklarının birlikte bulunduğu bir akvaryumu sundular. Bir grup clownfish ve deniz atı ile 3 ryukin ve 1 ranchu yapay kırmızı mercan ve tatlı bitkileri boyunca yüzüyorlardı. Bu arada plati, lepistes ve koi gibi başka tatlı su balıkları da akvaryumdaydı ve akvaryumun arka tarafında yüzüyorlardı.

Gex elemanı Yuichiro Miyauchi'ye göre farklı ortamlara ait balıklar arasındaki bu birleştirme teknolojisinin anahtarı Okayama Üniversitesi Bilimde Uzmanlaşmış Eğitim fakültesi eğitmeni Yamamoto Toshimasa tarafından geliştirilmiş olan bir çeşit ilaçtı. Ürün beyaz toz formundaydı ve tatlı sudaki elektrlit miktarını artırabiliyordu. Elektrolit kolayca iyonlara dönüşebilen bir maddedir. En çok bilinen elektrolit bağlarından biri NaCl veya tuzdur.

Miyauchi bu tozun nasıl çalıştığını açıklamak istemiyor. Ama Trubus oksijen verilen akvaryum suyunu havalandırma aracılığı ile tattığında daha çok tuzlu ve acıydı. Ortaya konan bir bilgi de akvaryumun kenarına bir kağıt içerisinde bantlanmış olan ilacı kullanmanın etkisiydi. bir yazı vardı: Beyaz toz, iki mineral tozu tek kutuda, pH 7.2 - 7.6, tuzluluk 7 - 9 ppm, sıcaklık 25C ve zehirli değil. Akvaryum sadece soğutucu ve biyolojik filtre ile kurulmuştu, içerisinde protein skimmer yoktu. Bu yüzden, Takehito Morimoto ve diğer elemanlar suyun iki haftada bir değişmesi gerektiğini söylediler.

Trubuz tatlı su ve tuzlu su balıklarının birleştirilmesinin Aquarama Fuarında ilk olmadığını da buldu. Amerikan hükümetince 3683855 numarayla yayınlanan 1971'de New Jersey'de Tronic Product firmasına verilmiş olan patent dosyalarından dolayı bliniyordu. Farklı ortamlardan akvaryum balıklarının bir akvaryumda nasıl rahatça yaşayabileceğinin çözümünün adımlar halinde tanımlanması var.

Çözüm etilen glikol ve propilen glikol'den oluşan organik bir bileşikti. Etilen glikol renksiz bir sıvı, kokusuz,tatlı ve suda çözünebilen bir madde olarak bilinir. Bileşik tekstil endüstrisinin, boyaların,canvasların ve antifriz malzemelerinin hammaddesidir. Propilen ise sabun ve mum üretiminin yan ürünüdür. Yağ asitler ve yaplarla tepkimeye girmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Bu tuzlu su ve tatlı suyun 12-14 ppm tuzluluktaki karışımı ile karışık çözümdü. GEX'in akvaryumunda olduğu gibi 7.2-7.6 asitliği elde etmek için, çözüm ekstra 0.75-1.5 gr metal silikat vererek oldu. Metal silikat sodyum ve potasyum içermektedir.

Sonra balığın vücudunda ne oldu? Normal olarak, yaşadıkları ortamlardaki tuz yoğunlukları farklı olsa da, tuzlu su ve tatlı su balıklarının vücutlarındaki sıvılar neredeyse aynı tuzluluğa sahiptir. Tuzlu su balıklarının vücut sıvılarındaki tuzluluk oranı okyanus tuzluluğunun 2/5'i ppm (33 ppm), tatlı su balıklarının ise 1/5 ppm'dir. Basınç dengesini oluşturmak için balığın vücudunda osmotic bir gelişme olur. Esas olay, balık vücuduna aldığı ve vücudundan çıkan suyu kontrol edecektir. Aynı nedenle, yukarıda belirtilen çözümde tuz konsantrasyonu aralığı iki balığın vücut sıvı tuzluluğu farkı kadardı, 1/5 - 2/5 ppm arasındaydı.

Birlikte Yaşayan Tatlı Su ve Tuzlu Su Balıkları: Yenilik veya Acımasızlık?

Her ne kadar çılgın bilim adamları zaman zaman tatlı su ve tuzlu su balıklarını bir arada tutmaya çalışmış olsalar da, ve bazıları başardığını iddaa etse de, bu video bazı çılgın bilim adamlarının o kadar çılgın olduğunun (ve bu gerçekten mümkündür) ilk kanıtlardan biridir. Video Aquarama 2009'da çekildi. Balıklar geçici olarak bu durumdaydı ama biz yine de GEX'in yeni ürün geliştiricilerinin daha uzun dönemli bir başarı yakaladığını varsayıyoruz. Peki bu sistem nasıl işliyor ve tam olarak nedir? Sistemin gerçek doğası hakkında açıklamalar seyrek ama biz bunun iki etkenin birleşimi olduğuna inanıyoruz: Balıklardan birine tuza benzer etki gösteren ama diğerini etkilemeyen sudaki bir çeşit parçacık veya nano-baloncuk ve videodaki balıklarda açıkça görülebilen bir çeşit tuzluluk uyum biçimi. arkedeceğiniz üzere tüm tuzlu su balıkları dibe yakın toplanmışlar ve tatlı su balıklarının hepsi yukarıdalar. Bu tip bir dikey katmanlaşma eğer tatlı su balıklarını tuzlu suya, tuzlu su balıklarını tatlı suya koyarsak tam olarak görmeyi bekleyeceğimiz şeydir. Acaba bu video meraklı yanınızı mı gıdıklıyor ya da gerçek akvaristin akvaryumunda yeri olmayan hileli bir teknik mi?

Videolar:

Aynı akvaryumun farklı kişilerce çekilmiş değişik görüntüleridir.


Oku

Dev Saz (Vallisneria Americana Gigantea)



Sıcaklık : 18 – 30 derece. 37 dereceye kadar dayanabilir ama gelişimi ciddi oranda sekteye uğrar. 18 dereceden düşük sıcaklıklarda çürümesi muhtemeldir.

Işık : Yaşaması için çok geniş aralıklardaki ışık şiddetinde bakılabilir. Işık yetersiz kalırsa adı gibi dev olamayacaktır,ortalama 10-30 cm arasında kalır. Subulata gibi görünecektir. Işık kuvvetli olursa 1 metreye kadar boylanabilir.

CO2 : Balık varsa veya gece-gündüz döngüsü varsa gerek yok

Gübre : Misket gübre veya torf destekli zeminlerde kaliteli bir gelişim gösterebilirler.

Bitki boyu : 10-100 cm arası. Gübre ve ışık şiddetiyle doğru orantılıdır.

Üreme :Yana sürgün vererek yeni bireyler oluştururlar. Işık şiddeti ne olursa olsun bu üreme şekli yavaşlamaz. 10 kök alırsınız 3-4 ayda 100 den fazla kök olur.Arada sırada yeni sürgünleri koparılıp seyreltilmelidir.Yoksa bir noktada öbek oluşturup hoş olmayan görüntüler sergilerler.

Yorum :Çok kısa sürede çoğalmaları ,sert yapısı nedeniyle balıklar tarafından tüketilememeleri ,her türlü ışık şiddetinde yaşayabilmeleri,ek gübreye ihtiyaç duymamaları ,ve canlı doğuranların (özellikle velifera) bu bitkinin olduğu ortamda daha rahat etmesi göze çarpan olumlu özellikleridir. Tuza karşı diğer bitkilere nazaran daha dayanıklıdır ama bu demek değildirki bu bitkinin bulunduğu akvaryuma tuz katılabilir. Tuz tüm bitkilerin gelişimini sekteye uğratan bir maddedir.Mümkün olduğunca kullanmamak gerekir. Soğanlı bir yapısı vardır. Aynı anda 3-4 noktadan sürgün verebilir. 1 kök, 1 kaç ayda 20-30 iri kökün oluşumuna aracılık edebilir.Yaşlanan veya kopan yapraklar kahverengi renk alır. Sıkı ve çok boylanabilir yapısı nedeniyle arka veya yan bölgelere dikilmeleri uygundur. Geniş akvaryumlarda su üzerini kapladıklarında güzel bir görünün vermeleri dışında ürkek balıklar için de güven ortamı oluşturur. Sık yapısı yavru balıkların saklanabilmesi için doğal barınak gibidir.Sert yapısı nedeniyle velifera gibi dişli balıklarla ve cikletler gibi sert balıklarla beraber bakılabilir.Çamurlu zemini daha çok sevmektedirler.

Oku

Plati Balığı

 Plati Balığı

Plati Balığı
Akvaryum balıkları içerisinde en yaygın olan türlerden bir tanesidir. 22–25 derece arasındaki su sıcaklığından hoşlanır. Dişiler 7–8 cm, erkekler ise 4–5 cm’ye kadar uzayabilir. Normal akvaryumlarda genellikle 4–5 cm boyunda olur. 2-3 cm boya ulaşınca yavru vermeye başlayabilir.

Erkekleri dişilerden ayırmak kolaydır. Erkek balıkların karın yüzgecinde bulunan üreme organı (gonopodium) dişiden ayırmada en önemli özelliktir. Aylık dönemler hâlinde yavru verebilir. Bir defada 30–100 yavru yapar. Dişi balıklar yavrularını yiyebilir. Bu nedenle üremeden hemen sonra anne ve yavruların birbirinden ayrılması veya bol otlu bir akvaryumda üretim yapılması ile bir miktar yavrunun kurtulması sağlanabilir.

İyi beslenirlerse gelişmeleri hızlı olur. Platilerin yemlenme ve bakımları kolaydır. Akvaryumcularda satılan normal yemlerle herkesin kolayca besleyebileceği bir balıktır. Ara sıra haşlanmış ıspanak verilmesi yararlı olur. Canlı yemleri de sever.

Plati balıkları, kılıçkuyruk türüne yakın olan bir türdür. Birbirleri ile çiftleştikleri zaman yavru alınabilir. Bu imkândan dolayı plati balıklarının birçok alttürünün meydana gelişinde kılıçkuyruk balıklarının etkisi vardır.

Bazı platilerin kuyruk kısmında koyu siyah kuyruk yelpazesinde son bulan iri, renkli halkalar görülür. Bu tip platilere ay plati adı verilmektedir. Dış ülkelerdeki akvaryum lisanında ise ay plati, iri tipte olan platilere verilen bir isimdir.

Plati türü balıkların beslenmesinde lepisteslerde olduğu gibi davranılabilir. Toz yemleri severek tüketir fakat arada canlı yem verilmesi yararlı olur.

Oku

Japon Balığı Cinsiyet Ayrımı

Japon Balığı Cinsiyet Ayrımı

Japon Balığı
Balık üretmek için sağlıklı dişi ve erkek balık lazımdır. Şimdi gülmeye başlayabilirsiniz sanki biz bilmiyorduk diye ama birçok insan iki ayni cinsiyetten balıktan üretmeye çalışırlar. Neden mi? Çünkü eğer bazen bir cinsiyetteki balık eğer akvaryumda karsı cinsten balık bulamazsa kendi cinsinden diğer balık ile esleşir, ve olayı dehada karıştırmak için biri erkek balık gibi dineride dişi balık gibi hareket etmeye başlayabilirler. Bu melek balıklarında sıkça rastlanır. Bezende akvaryumu olan şahıs balıkların cinsiyetlerini ayırt edemediğinden dolayı iki ayni cinsiyetten baliği ayni akvaryumda üretmeye çalışır.

Japon balıklarının dişi ve erkek olduğunu ayırt etmek balığına göre çok zor değildir. Balıkları ayırt edilebilmek için ergenlik cağına erişmiş vade üreme mevsiminde üremeye hazır duruma gelmiş olmaları gerekir.

Japon balıkları genellikle iki yasına ulaşınca üremeye hazır duruma gelirler, ama bu bulundukları akvaryumun su ısısı, yedikleri yem gibi etkenlerden dolayı değişebilir. Size boy olcusu veremiyorum; ‘su boyda olunca…’ gibi, çünkü her tur Japon baliği değişik boya ulaşır. Benim tanıdıklar 4-5 yasından büyük balıklar ürerken artık verimin düştüğünden bahsediyorlar. Yani üretmek için balık 2 ve 4 yasları arasında olmalı. Genellikle yaz ayları üreme mevsimidir Japon balıkları için, fakat akvaryumda su ısısı ayarlanabildiğinden akvaryumda üreme mevsimi yılın 365 günü denilebilir. üreme ‘mevsiminde’ dişi balıklar daha toplu gözükürler (yumurtalar oluştuğu için) özellikle yukarıdan bakıldığında. Erkek Japon balıkları ise kafa ve solungaç kapaklarının üzerinde kabarıklıklar oluşur (sivilce gibi!). Ayrıca üreme mevsiminde balıklarınızı izleyerek tahminlerinizi doğruluyabilirsiniz, nitekim esas üreme başlamadan önce erkek balıklar dişilerin peslerinden yüzerler birkaç gün. Üretmek istediğiniz balıkların iyi beslenmiş olmaları şarttır.

Üretme zamanında birkaç hafta önceden çeşitli ve kaliteli yemlerle beslenmeliler (Canlı, dondurulmuş ve kuru yemler). Akvaryumda üretmek için en küçük akvaryum 60x30x38cm (boy x derinlik x genişlik) boyunda olmalıdır. Uzun alçak akvaryumlar, kısa derin akvaryumlardan daha elverişlidirler bu durum için. İdeal olarak akvaryum sabah güneşini alacak bir yere konur, fakat direk güneş ışığından kaçınılmalıdır.

Akvaryumun dibine dere kumu koymaya lüzum yoktur fakat birkaç demet sik yapraklı bitki konulmalı veyahuttu naylon yünden yapılan saçaklar konulur (Ben bu naylon saçaklarla birçok balık turu üretiyorum). Bir köseye havayla çalışan basit bir sünger filtre konur. Bazen suyun ısısını birkaç derece düşürmek Japon balıklarını üretmeye teşvik eder, bazıları bir iki küp buz atarlar akvaryuma suyun derinliğini düşürdüklerinde. Ama dikkat su sadece birkaç derece düşmeli! Japon balıklarını üretmenin bir yöntemi akvaryumu bir parça cam veya içi gözükür plastik ile iki kompartımana ayırıp bir kenara iki erkek Japon baliği ile öteki tarafa bir dişi konur. Su en azından 15 derece olmalıdır. Geceleyin suyun derinliğini 10-13cm derinliğe indirip aradaki cami kaldırın. Sabah üreme başlamalıdır. Fakat başlamazsa birkaç gün balıkları öyle bırakın yine birsek olmazsa suyu eski yüzeyine getirip yine kompartımanlara ayıcın balıkları ve bir hafta on gün sonra yine deneyin. vüreme olur olmaz anne ve babaları hemen akvaryumdan çıkartmalı aksi takdirde yumurtalarını yerler.

Tek bir dişi Japon baliği birkaç bin yumurta yumurtlayabilir bir seferde. Eğer dinlendirilirse bir dişi Japon baliği bir ayda birkaç kere üreyebilir. Yumurtalar 18-20 derece arasında tutulmalı ve filtreler çok yavaş çalışmalıdır bu ara.

Yavrular 4-5 günde yumurtadan çıkarlar. Daha alçak ısıda bu sure uzar. Yavrular ilk 48 saat sadece oldukları yerde dururlar. Bundan sonra beslenmeye başlanabilir. Japon balıklarını sağmak için balıklar yukarda belirtildiği gibi üremeye hazır duruma getirilirler. üremeye hazır balıklar yumurta ve döllerini kolay salarlar. üremeye hazır olmayan baliği sağmaya çalışmak onun ölümüne yol açabilir.

Erkek ve dişi balığı akvaryumdan alinmiş su ile yarim doldurulmuş iki ayrı kovada tutun. Bir kase yede yarim akvaryum suyunuzdan ve birkaç sik yapraklı bitkiden koyun. önce erkek balığı sağmak daha uygundur. Yumuşak bir kepçe ile erkek balığı yakalayın (fazla strese yapmayacağını hissediyorsanız çabucak elinizle de yakalayabilirsiniz). Islak ellerle baliği kasede suyun altında tutun ve bas parmak ve işaret parmaklarını kullanarak balığın ortasından anüsüne doğru hafifçe (masaj yapar gibi) bastırarak okşayın. Az miktarda beyaz dol bırakılır. Hemen baliği kovasına geri koyup dolu suya yavaşça çalkalayarak karıştırılır. Dol sadece bir iki dakika ise yara vaziyette durur. dişi balığı ayni şekilde yakalayıp yumurtalar sağılır ve kaseye yayılır. birçok yumurtanın bir araya gelip birbirine yapışmasını önleyin. Ayni erkek ve dişi ile bu olay 2-3 kere tekrarlanabilir, fakat her seferinde yeni bir kase kullanılması gerekir. On onbeş dakika sonra fazla su kaseden dökülerek yumurtaların yapıştığı bitkiler ve yumurtalar yavruların yetiştirilmesi için kullanılacak akvaryuma konur.

Oku

Tilki Kuyruğu ,Çam ,Cobomba,Çınar Türleri




Akvaryum Bitki Türleri: Tilki Kuyruğu ,Çam ,Cobomba,Çınar Türleri


Çok arsız bir türdür ,her türlü su koşuluna adapte olurlar ,az bir ışık ,çok pislik bunları akvaryumun heryerini sarması için teşfik eder. Budama yapmazsanız yem atacak nokta bırakmayacak şekilde su üzerine de yatarlar. Budama yapacaksanız bitkiyi sudan çıkarıp kök tarafından kesip atmanız tavsiye edilir. Zaten bunların kökü olmaz. Yapraktan sağlarlar besin alışverişlerini.Zemine tutturduğunuz köküde zamanla solacaktır.O bağlamda budama işlemi yukardan değil ,zeminden olmalıdır. Sudaki agresif yosun oluşumunu engellerler ,bunun bulunduğu suda java moss üretmekte sıkıntılıdır. Yöremizde dere ve göllerde kamyonla bulunmakta olup çok sıcak ve çok soğuk ortamlara tolerasyonu fazladır. Balıkların yiyemiyeceği kadar sert ve lezzetsizdir. Salyangoz ve karidesler içinde aynı şart geçerli olup bu bitki yenilmez bir kıvamdadır.

Oku